Karatay ilçesinin kuruluşu her ne kadar Konya'nın Büyükşehir olması ile gerçekleşmiş ise de tarihî ve sosyal yapısı itibariyle en eski ilçelerden biridir. İlçenin kuruluşu Prehistorik döneme kadar uzanır. Tarihî yapılaşma daha çok Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerinin karakteristiğini gösterir.
Karatay Medresesi, Şerafettin Camii ve yol güzergahında yer alan hanlar ve kervansaraylarda bu özellik kendini göstermektedir. Özellikle Konya'ya alimler beldesi vasfını kazandıran ve turizmin her mevsimde canlı kalmasını sağlayan büyük mutasavvıf Mevlâna Celaleddin-i Rûmî, ilçeye bambaşka bir benlik ve kimlik kazandırmaktadır.
Karatay, Konya’nın 3 merkez ilçesinden birisidir. 302.392 kişilik nüfüsu ile ülkemizdeki birçok ilden daha fazla nüfusa sahiptir. İslâm dünyasının önemli şahsiyetlerinden Mevlâna Celâleddin-i Rûmi’nin kabri de bu ilçede yer almaktadır.
Günümüzde müze olarak kullanılmakta olan Mevlâna Dergâhı'nın yeri, Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alâeddin Keykûbad tarafından Mevlâna'nın babası Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir. Sultanü'l Ulema, 12 Ocak 1231 yılında vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir. Bu, gül bahçesine yapılan ilk defindir.
Sultanü'l Ulemâ'nın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlâna'ya müracaat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlâna "Gök Kubbe'den daha iyi türbe mi olur?" diyerek bu istediği reddetmiştir. Ancak kendisi 17 Aralık 1273 yılında vefat edince oğlu Sultan Veled, Mevlâna'nın mezarının üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir.
"Kubbe-i Hadra" (Yeşil Kubbe) denilen türbe, dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine Mimar Tebrizli Bedreddin'e yaptırılmıştır. Bu tarihten sonra İnşâî faaliyetler hiç bitmemiş, 19. yüzyılın sonuna kadar parçalar halinde devam etmiştir. 1273 yılında Mevlâna'nın mezarı üzerine türbe yapımı ile başlayan bu inşâî faliyet, 1854 yılında Derviş Hücrelerinin yapımı ile tamamlanmıştır.
Turizmin her mevsim canlı kalmasını sağlayan faktörler olarak, ülkemizde yerli ve yabancı turistler tarafından devamlı ziyaret edilen Mevlânâ Müzesi, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî'nin arkadaşı ve yetişmesinde büyük emeği geçen Şems-i Tebrizî'nin türbesi, dokumacılık, el İşlemeleri, kaşıkçılık, keçecilik, Obruk yöresinde kilim dokumacılığı gibi el sanatlarını sayabiliriz.
İlçenin arazi yapısı genel olarak düz ve ova şeklindedir. En yüksek yeri Aksaray yolu üzerinde Bozdağ'dır. Obruk yöresi, yayla karakteri taşır ve Obruk köyü yakınlarında küçük bir Obruk Gölü vardır. Bitki örtüsü iklimin karakteristik özelliklerini yansıtır. İlkbahar aylarında yağışlarla yeşilliğe bürünür. Yaz sıcaklığı ve kuraklığı ile yeşillikler kaybolur, sararır ve Bozkır halini alır. Karatay’ın Obruk yöresi yayla karateri taşır ve Obruk köyü yakınlarında küçük bir Obruk Gölü vardır.