Konya’nın, farklı coğrafi özellikleriyle dikkat çeken Bozkır ilçemiz, eski çağda İsaura Bölgesi içindeydi. Bölgenin adını taşıyan şehir şimdiki Bozkır İlçesidir. Daha sonra İlçenin kuzey doğusuna yapılan büyük kaleye İsaura Nova (Yeni İsaura) denilince, ilçeye Lentopolis ve sonra Tris-Maden adları verilmiştir. Son zamanlara kadar halk, kasabaya Siristat diyordu. Kelimenin gerçek söylenişi bilinmemekle beraber, ilçe çevresindeki kurşun madenlerini işletmekte olan ustalara baş usta anlamına gelen "Ser-Üstat" denildiği için, bu kelimeden geldiği sanılmaktadır. Selçuklular zamanında bölgenin hakimi bulunan ve Bozkır İlçesini fetheden Bozkır Bey'den İlçenin Bozkır ismini aldığı bilinmektedir. Bozkır Bey'in hayatı hakkında elimizde hiçbir bilgi yoktur. Yalnız halk arasında "Yazı Kolu" denilen ilçe ve etrafındaki köylerle Suğla Gölü arasındaki az engebeli bölgede bulunan ve kendisine ait Türk Boylarıyla burada oturduğu ve adını verdiği anlaşılmaktadır. Osmanlı vergi defterinde, Bozkır adıyla anılan bölgenin yukarıda belirtilen yerin batı tarafı, kuzey ve güney havalelerinin bir kısmı kast olunmuştur.
Bozkır ilçemizin, Çumra, Karaman ve Hadim'e komşu olan bölgesinde ise 15 ve 18 . y.y.da Belviran adlı bir ilçe bulunmaktaydı. Halk şimdi bu bölgeye "Dağ kolu" adına vermiştir. İlçemiz Bozkır, kuzeyden Çumra ve Akören, güneyden Hadim ve Antalya, doğudan Güneysınır, batıdan Antalya ve Ahırlı ile çevrilmiştir.Ulaşım açısından Konya’nın Akdeniz sahillerine açılan en önemli kapısı Bozkır güzergahından geçmektedir. Torosların yüksek dağı Yıldız Dağı eteklerindeki 200-300 dekarlık krater gölüne halk arasında "Dipsiz Göl" denilmektedir. Ancak bu göl hakkındaki efsaneler,Selçuk Üniversitesi tarafından kurulan ekiple,sonar cihazlarıyla birlikte yapılan araştırmalarla, gölün 18 metre derinliğinde olduğu, sazanve tatlısu balıkları dışında canlılar olmadığı bilimsel olarak tespit edilerek, geçerliliğini yitirmiştir. Bozkır’ın batı kesiminde Suğla Gölü mevcuttur. Ahırlı ve Yalıhüyük sınırları içerisinde kalan göl arazisi 61.100 dönümdür. Göl arazisi DSİ Beyşehir Gölünün tahliye deposu olarak kullanılmaktadır. Göl, güneyindeki Toroslar'dan inen kuvvetli yağışlarla beslenmektedir. Yağışların az olduğu yıllarda göl suyu çekilmekte ve göl sahasında ekim yapılmaktadır.
1. Akçapınar Köyü 2. Armutlu Köyü 3. Arslantaş Köyü 4. Aydınkışla Köyü 5. Ayvalca Köyü 6. Babuşçular Köyü 7. Bağyurdu Köyü 8. Baybağan Köyü 9. Bozdam Köyü10. Elmaağaç Köyü 11. Hacılar Köyü12. Hacıyunuslar Köyü13. Işıklar Köyü14. Karacaardıç Köyü 15. Karacahisar Köyü 16. Karayahya Köyü 17. Kayapınar Köyü 18. Kayacılar Köyü 19. Karabayır Köyü 20. Kınık Köyü 21. Kızılçakır Köyü 22. Kildere Köyü 23. Kovanlık Köyü 24. Kozağaç Köyü 25. Kuşça Köyü 26. Küçükhisarlık Köyü 27.Pınarcık Köyü 28. Sazlı Köyü 29. Soğucak Köyü 30. Tarlabaşı Köyü 31. Taşbaşı Köyü 32. Tepearası Köyü 33. Tepelice Köyü 34. Ulupınar Köyü 35. Yalnızca Köyü 36. Yazdamı Köyü 37. Yelbeği Köyü 38. Yolören Köyü 39. Yeniköy Köyü
Bozkır'da "ekip" ve çalgı geleneği kuşaktan kuşağa aktarılmış günümüzde de yaşanan bir değerdir. Konya- Bozkır tavrı salt müzik notası değil bir yaşam biçimi ve kültürdür. Yöre geleneğinde "tavır" Anadolu'nun diğer coğrafyalarına göre oldukça fark gösterir. Halk çalgılarının yanında batı enstrumanları da birlikte kullanılır. Keman ve klarinet baglama ve udla birleşir. Bu farklı bir aheng getirir ve özgün bir yapı oluşturur. Çalınan parçalar makamlı ve bir sıra içinde icra edilir. Bu makamlardan Hicaz, Neva Hicaz, Hüseyni, Uşşak, Saba sadece birkaçıdır. Çok sayıda makam vardır. Bozkır'a has en önemli gelenek bu çalgı ile oynanan oyunlardır. Oyun en az iki kişi veya fazla olarak elde kaşıklarla oynanır. Her türkünün oyunu farklı ve kurallıdır. Bu halk sanatını icra eden Bozkır Ekibi sanatçıları çekirdekten yetişmiştir. Usta çırak ilişkisi içinde yetişen "gelenekten geleceğe" bu sanatı taşıyan "Bozkır Çağlayan Ekibi", Bozkırda yaşamakta ve halen faal olarak çalışmaktadır. Yıllardır sayısız düğün, nişan, festival ve konserlerde etkin rol almıştır.